HAYVAN DENEYLERİNDE PLANLANMA VE MODEL SEÇİMİ - Mehmet Kaya, Aydın Çevik
Hayvan deneylerinde planlanma ve model seçimi
Mehmet Kaya1, Aydın Çevik2 istanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp
Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, İstanbul 2Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Deney Hayvanları Biyolojisi
ve Biyomedikal Uygulama Teknikleri Anabilim Dalı, İstanbul
GİRİŞ
Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen
deneysel araştırmaların sonuçları insanda hem fizyolojik hem de patolojik
mekanizmaların çözümlenmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu amaçla, sadece
2005 yılında Japonya'da 11 milyon, Avrupa birliği ülkelerinde 12 milyon ve
Amerika Birleşik devletlerinde 17 milyon kadar omurgalı hayvanın kullanıldığı
bilinmektedir (1,2, 3,7,15). Yukarıda adı geçen ülkelerde deneysel amaçla
kullanılan omurgalı hayvanların başmda fare (%65) ve sıçan (%23) gelmektedir.
Kullanım sırasına göre bu türleri ikiyaşayışlılar ve balıklar takip etmektedir.
Listenin geriye kalanını ise kuş, kobay, tavşan, kedi, köpek, çiftlik hayvanları
ve maymunlar oluşturmaktadır.
Bilimsel araştırma ve eğitim
faaliyetlerinde laboratuvar hayvanı üzerindeki çalışmalara; hücre, doku, organ
ve sistem bazında fizyolojik ve patolojik mekanizmalarının anlaşılması, sistem
ve sistemler arası ilişkilerin öğrenilmesi, hastalık veya fonksiyonel
bozukluklar için yeni tanı yöntemlerinin geliştirilmesi, hastalık veya
bozuklukların tedavisine yönelik yeni bilgiler edinilmesi ve geleceğin bilim
insanları ve araştırmacıların eğitimine katkı sağlanması amacıyla gereksinim
duyulmaktadır.
Hayvan çalışmalarından elde edilen
veriler insanlar için kullanılabilir mi?
Hayvan modeli seçiminde hayvan türleri
ve insanlar arasındaki benzerlikler dikkate alınmaktadır (9). Bu benzerliklere örnekler
verilecek olursa, immün sistem fonksiyonu bakımından farenin insana oldukça yakın
olduğunu, kardiyovasküler ve diyabet mekanizmaları söz konusu olduğunda ise
insana en yakın benzerlik gösteren türün köpek olduğu bilinmektedir.
Hipertansiyon çalışmalarında ise çoğunlukla sıçan, kedi ve köpekler tercih
edilmekte, yeni doğan ölümleri araştırma konusu ise deney hayvanı olarak
koyunlar kullanılmaktadır. Kistik fibrozis modeli olarak özellikle domuz seçilirken,
genetik bazlı çalışmalarda fare modelleri sıklıkla tercih edilmektedir. Obezite
araştırmalarında fare soyları hızlı kilo artışıyla birlikte diyabete yatkınlıkları
ve kısa ömürlü oluşları nedeniyle iyi birer model olarak kabul edilirken aynı türün
soyları yaşam sürelerinin kısalığı nedeniyle uzun süreli toksisite çalışmalarında
uygun görülmezler. Filogenetik balomdan insana yakınlık önemli olmakla birlikte
her zaman model olarak seçilme garantisi sağlamaz. Örneğin evrimsel süreç bakımından
şempanzeler insanlara daha yakın bir türdür. HIV virüsü ile enfekte olabilirler
fakat hastalık tablosu gelişmeyebilir. Bu durumda insana daha az yakın bir tür
olan kedilerde FIV(Kedi immün yetersizliği virüsü) virüsünün varlığında,
insandaki HTV virüsünün yol açtığı AİDS hastalığının gelişimi ve belirtilerine
benzer bir tablo ortaya çıkabilmesi nedeniyle daha iyi bir model olarak değerlendirilirler
(8).
Hayvan çalışmalarında deneysel
planlama nasıl
yapılmalı?
Uygun hayvan modeli seçiminden önce araştırma konusu için
literatür ve alternatif yöntem taramaları hayvan kuUanımının zorunluluğuna işaret
ediyorsa hayvan modeli düşünülmelidir. Örneğin körlük konulu çalışmaların
bakteriler üzerinde, hipertansiyonun tedavisine yönelik çalışmaların doku kültüründe
yapılması, ya da transplantasyon gibi cerrahi girişimlerde matematiksel
modellemelerle anlamlı bir sonuca ulaşılması beklenemez. Deneyin planlanmasında
hayvan deneyleri etiğinin temeli kabul edilen 3R kuralından
(Replacement-Reduction-Refinement) mutlaka yararlanılmalıdır (5,6,7).
Deney; organize edilen parametrelerin
uygulanması ve sonuçların elde edilmesidir. Ancak, her deneyin başta para olmak
üzere deneyimli araştırıcı, zaman ve malzeme gibi birçok maliyeti söz
konusudur.
Deneyin organizasyonunda, öncelikle
planlama, ardından deneyin uygulanması ve sonuçların elde edilmesi gelir.
Planlama: Problem tanımlanmalı ve hedefler
saptanmalı, sonrasında da araştırma konusu ile ilgili bilgi toplanmalı ve
orijinal hipotez kurulmahdrr.
Uygulama: Proje konusu kapsamında deneyin
planlanması, çalışma ekibinin ve deneysel sorumlulukların belirleırmesinin ardından
yerel etik kurulunun onayım takiben deneye başlanmalıdır.
Tamamlama: Verilerin yorumlanması, çalışmanın yazılması, parasal destek
veren kurum veya kişilere proje ilgili kesin rapor verilmesi, çalışma sırasındaki
yaşananlar hakkında genel bir durum değerlendirilmesi ve bunlardan ders çıkarılmasını
takiben çalışmanın bir dergide yayınlanması ile bilim dünyasına duyurulmasından
ibarettir.
Hayvanlar bireysel olarak
karakteristik farklılıklar gösterdiklerinden, deneysel çalışmalar;
tekrarlanabilir ve doğrulanabilir olmalı ve geçerli testler kullanılmalıdır.
Deneylerde standardize cihaz ve aletler kullanılarak standart işlemler
uygulanmalıdır. Teknik veya yöntemler; çalışmalar ve türler arasında karşılaştırma
yapmak için yeteri kadar duyarlı olmalıdır. Uygulanan maddenin tipi, dozu ve
yolu ile elde edilen sonuçlar kıyaslanabilir olmalıdır (6).
Normal biyoloji ya da davranışların çalışılabileceği kendiliğinden
ya da indüklenmiş bir patolojik durumun araştırıldığı ve bir biyolojik işlev yönünden
insan veya diğer hayvan türlerine benzerlik gösteren hayvanların kullanıldığı
model "hayvan modeli" olarak tanımlanır (8).
Hayvanların model olarak seçiminde
dikkat edilmesi gereken adımlar
Hayvan modeli seçiminde planlanan türe ait anatomik,
fizyolojik ve davranış karakterlerinin iyi bilinmesi önemli bir avantaj sağlayacaktır
(4). Deneyin planlanması aşamasında kullanılacak hayvanların "tür, soy,
altsoy, mikrobiyolojik ve genetik statüleri gibi bilgileri göz önüne alınarak
seçilmelidir. Seçilen modelin çok iyi tanımlanmış olması ve diğer araştırmacılara
yol gösterici olması için önemlidir. Deneye spesifik ve en az sayıda hayvan ile
ideal veri elde edilmeye
DENEYSEL TIP ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ DERGİSİDİR
37
çahşılmahdır (10,11,14,18). Laboratuvar hayvanları, standart
koşullarda barındırma, üretim ve düzenli olarak sağlık taraması yapılan tedarikçi
kurumlardan sağlanmalıdır. Hayvan modeli seçiminde en önemli adım, öncelikle
literatür taraması yapılarak hangi modelin olası ve gerçekçi olduğuna karar
vermektir.
Model olarak kullanılacak hayvanlar
hedef türün normal yaşam şartlarını temsil etmelidir. Mikrobiyolojik durumları
aynı olmayan hayvanlar araştırmada birlikte değerlendirilmemelidir. Örneğin,
konvansiyonel koşullarda üretilen fare ile patojen-free farenin çeşitli
ajanlara karşı verdikleri yanıt birbirlerinden farklılık göstermektedir.
Hayvan modelinin belirlenmesinde
etkili faktörlerin başında uygulanacak plana ve istatistiğe göre kullanılacak
hayvan sayısı, çalışılması istenen insan hastalığına model veya organ
sisteminin uygunluğu, genetik durumu, uygulamalara hay varım yanıtı, çevrenin
spesifik hayvan modeli üzerine etkisi ve kullanılan hayvan ile ilgili tüm yaşamsal
bilgiler gelmektedir (4, 12, 18). Diğer yandan tür seçimi olanak, maliyet ve
deneyimlere dayandırılman, ancak araştırmacı yeterli deneyime sahip değilse
deneyimli araştırmacılardan destek sağlanmalıdır. Böylelikle yayınlarda belirtilmeyen
ama araştırmanın deneysel aşamasında büyük katkı sağlayabilecek "püf
noktalan" hakkında bilgi ve öneriler almabilmektedir.
Deney verilerim etkileyen deney dışı
faktörler arasında fiziki ve çevresel faktörler, barınma ortamı ve balom koşullan
önde gelmektedir (12,13,17). Örneğin hayvan için özel bakım zorunlu ise
(genetik modeller veya domuz, maymun vs.); uygun altyapı varlığının yanı sıra
gerekli balom koşullannın sağlanması için deneyimli personele gereksinim vardır.
Deneyi etkileyecek hayvan faktörleri
ise; hayvanın vücut hacmi, yaşam süresi, yaşı, cinsiyeti, gebelik durumu,
biyolojik ritimi, üretim tarzı, genetik (inbred, outbred, mutant veya
transgenik, knock-out, knock-in) ve mikrobiyolojik (konvansiyonel,
gnotobiyotik, germ-free, SPF vs.) durumlandır. Stres faktörü de mutlaka dikkate
alınması gereken bir unsurdur. Örneğin bir hayvanın barınma ortamından başka
bir yere taşınması durumunda uyum süreci yaklaşık olarak bir hafta sürmektedir.
Hayvanların aynı ortam koşullan altında tutulması deneyi olumlu etkileyecektir.
Hayvanın bannma ortamı, çevre koşullan
ve fizyolojik gereksininnerinin karşılanması oldukça önemlidir. Mikropsuz
ortamda "patojen-free" yaşayan hayvanların yaşadıkları alanlar ile
konvansiyonel laboratuvar hayvanlarının yaşadıklan alan şartlan farklı olmasından
dolayı bu durumun çalışma sonuçlarım etkileyebileceği dikkate alınmalıdır.
Diğer taraftan, deney hayvanlarının
metabolizmasını etkileyen değişkenlerin çok sıkı bir şekilde kontrol edilmesi
gerekir. Bu değişkenler esas olarak diyet ahşkanhklan, cinsiyet, yaş, hayvana
verilecek ajanın etki yolu (deri altı, periton veya damar içi, vs.), örnek alma
yeri ve zamanı, mevsim, günlük vücut ısısı ve diürnal varyasyonlardan oluşmaktadır.
Kemirgenlerin metabolizması insana kıyasla oldukça hızlıdır, örneğin sıçanda
kalp frekansı 325-350 kadardır. Ancak, metabolizmanın kontrolü ve işleyişi vücut
büyüklüğü arttıkça yavaşladığından ilaç dozlarının buna göre ayarlanması
gerekir
(13).
Cinsiyet ve büyüme hızının deney
verilerini etkiledikleri bilinmektedir. Cinsiyet ilacın kandaki yan ömrünü
etkileyebilir. Aynı çevre koşullannda genç erkek sıçanlar, dişi bireylere göre
daha hızlı kilo alırlar.
Bir hayvan modelinin seçiminde önemli
kriterlerden biri de kullanılacak ajanın "kimyasal madde, aşı, virüs,
bakteri, hücre" özellikleri, etken dozu ve uygulanma yolunu göz önünde
bulundurmaktır (8, 13). Kullanılacak ajanın veriliş yolu insandaki gibi olmalı
(inhalasyon, oral, iv, vs.), etki bilimsel verilerle ifade edilebilmeli, etken
doz tekrarlandığında aym sonuçlar alınabilmeli, doz ve sonuç arasında ölçülebilir
bir ilişki gösterilmeh ve hastalık etmeni insanda hastalığa sebep olan ajanla
aym olmalıdır.
Hayvan araştırmalarından elde edilen
test sonuçlannı doğrulatmamak yanlış çıkarımlara neden olabilir ve birçok insanın
sağlığım olumsuz etküeyebilir. Bir deney hayvanı için zehirsiz veya etkin bir
madde, insan için zehirli veya etkisiz olabilir.
Bilindiği üzere, hayvan hastalık
modelleri homolog (insanlarla aym neden, belirti ve tedavi seçenekleri sunan),
izomorfik (aynı belirti ve tedavi seçeneklerini paylaşan) ve prediktif (tedavi
seçenekleri açısından benzer) modeller olmak üzere üç belli başlı grupta
toplanmaktadır. Bu son gruptaki hayvanlar bir hastalığın nedeni bilinmediğinde
tercih edilmektedir. Örneğin astım ve bronşit çalışmalarında sıçanlar
"prediktif bir model" olarak yetersiz kalmaktadır. Bir hayvan modeli
insan hastalığını her yönüyle tam olarak temsil edemez. Aslında deneysel bilim
yaklaşık bilgi edinme çalışmasıdır. Dolayısıyla modeller de yaklaşık bir fikir
edinmemize katkıda bulunmaktadır.
Deneysel hayvan modellerinden elde edilen sonuçlar; insan için
çoğu kez kalitatif ya da kantitatif olarak uyarlanabilmektedir. Farmakokinetik
ve/veya dinamiği üzerinden insanda etkili bir doz seçimine katkı sağlamakta,
insanda morbidité ve mortalité oranlarının azalmasına neden olmakta ve insan sağlığına
önemli yarar sağlamaktadır. Hayvandan elde edilen bilginin insana doğrudan
aktarılabilmesi bir sonraki adıma kalmakta ve her zaman garanti edilememektedir.
Hayvan sonuçlannın geçerliliğini olumsuz etkileyen faktörlerin başında genç, sağlıklı,
tek cinsiyetten ve homojen dağılım gösteren deney hayvanlanndan elde edilen
verilerin, birden fazla hastalığı olan, her iki cinsiyetten ve heterojen dağılım
gösteren insanlar üzerinde uyarlanmaya çalışılması gelmektedir. Aynca,
insandakine tam olarak benzer koşullarda oluşturulamayan hastalık ya da hasar
modeli olan hayvanların kullanımı da söz konusudur (16).
Sonuç olarak araştırmacılar deneysel çalışmalarında
hayvan haklarım ve etiğini esas alarak insanlığa yararlı bilgiler sağlamayı
hedeflemelidir. Bu bilimsel hizmet adma hayvan modeUerinin kullanımı şimdilik
geçerliliğini korumaya devam edecek ve böylece hayvan deneylerinin sonuçlan yarının
doğru veya yanlışlan olmaya devam edecektir.
38
DENEYSEL TJP ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ DERGİSİDİR
Kaynaklar
1. Amerika Birleşik Devletleri,
Federal Tarım Bakanlığı Verileri 2005. "2005a Report on Enforcement of the
Animal Welfare Act U.S. Department of Agriculture. Retrieved February 8,
2008".
2. Amerika Birleşik Devletleri,
Federal Tarım Bakanlığı Verileri 2005b "The humane care and treatment of
laboratory animals National Association of Biomedical Research. Retrieved
February 8, 2008".
3. Avrupa Birliği Komisyon
Raporu-2005. "Fifth Report on the Statistics on the Number of Animals used
for Experimental and other Scientific Purposes in the Member States of the
European Union Commission of the European Communities, published November 2007".
4. De Aguilar-Nascimento JE.
Fundamental steps in experimental design for animal studies. Acta Cirargica
Brasileira 2005; 20(1): 1-8.
5. De Boo J, Knight A. Increasing the
implementation of alternatives to laboratories animal use. AATEX 2008; 13(3): 109-117.
6. Festing MFW. Reduction of animal
use: Experimental design and quality of experiments. Laboratory Animals 1994;
28: 212-221.
7. Fred W. Quimby. Animal Models in
Biomedical Research. In: James G. Fox, Lynn C. Anderson, Franklin M. Loew, Fred
W (ed). Laboratory Animal Medicine. Academic Press. Amsterdam, Netherlands, 2nd
ed., 2002; pp 1185-1200.
8. Hau J. Animal models. In: Hau J.
and Van Hoosier L. Jr (ed). Handbook of laboratory animal science, Vol. II, CRC
Press, Boca Raton.US, 2nd ed.,2003:pp 1-9.
9. Henry J. Baker, J. Russell
Lindsey. Research in Laboratory Animal and Comparative Medicine. In: James G.
Fox, Lynn C. Anderson, Franklin M. Loew, Fred W (ed). Laboratory Animal
Medicine. Academic Press. Amsterdam, Netherlands, 2nd ed., 2002; pp 1228-1237.
10. Hessler JR, Learly SL. Design and Management of Animal
Facilities. In: James G. Fox, Lynn C. Anderson, Franklin M. Loew, Fred W (ed).
Laboratory Animal Medicine. Academic Press. Amsterdam, Netherlands, 2nd ed.,
2002; pp 909-948.
11. Johnson PD, Besseisen DG. Practical aspects of
experimental design in animal research. ILAR Journal 2002; 43 (4): 202-206.
12. Lipman NS, Perkins SE. Factors
that may influence animal research. In: Fox JG, Anderson LC, Loew FM,
Quimby FW (ed). Laboratory Animal
Medicine. Academic Press. Amsterdam, Netherlands, 2nd edition., 2002; pp 1143¬1165.
13. Morrow PE, Haseman JK, Hobbs CH,
Driscoll KE, Vanessa VU, Oberdorster G. The maximum tolerated dose for
inhalation bioassays: Toxicity vs overload. Fundamental and Applied Toxicology
1996; 29: 155-167.
14. Rigalli A, Elina Di Loreto V.
Experimental Surgical Models in the Laboratory Rat, CRC Press Taylor &
Francis
Group. New York, USA, 2009 ed., 2009.
15. Trull FL. More Regulation of
Rodents. Science 1999; 284 (5419): 1463.
16. Van der Worp HB, Howells DW, Sena
ES, Porritt MJ, Rewell S, et al. (2010) Can Animal Models of Disease Reliably
Inform Human Studies? PLoS Med 7(3): el000245.
17. Wolfensohn S, Lloyd M. Handbook
of Laboratory Animal Management and Welfare, Blackwell Publishing Ltd. Oxford,
UK, 3rd ed., 2003.
18. Wood MW, Hart LA. Selecting
appropriate animal models and strains: Making the best use of research,
information and outreach. AATEX 2008; 14 Special Issue: 303-306.
DENEYSEL TIP ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ DERGİSİDİR
39
Yorumlar
Yorum Gönder